T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
DENİZLİ / TAVAS - Tavas Halk Eğitimi Merkezi

Tavas Kültürü

Tavas Kültürü

 Aile Yapısı :  Tavas’ta (bilhassa köylerinde)  büyük baba, ebe(babaanne), baba, gelin ve torunlardan oluşan ataerkil, birleşik aile düzeni vardır. Gelinler evde babası ve eşi dışındaki erkeklere “ağa” der, kız varsa “bılla” denir. Çocuklar büyük amcalarına “büyükbaba”, hanımına da koca ana derler. Yaşça babadan küçük olanlara amca ve hanımlarına yenge denir. Amca veya dayı çocukları birbirlerine  “aga, aba” diye, küçüklere ise isimleri ile hitap ederler.  (Amca oğlu, amca kızı, dayı oğlu,  dayı kızı, hala oğlu, hala kızı, teyze oğlu, teyze kızı şeklinde çağrılır.)  Anne ve babanın amca veya dayısına çocuklar dede, onların hanımlarına da ebe derler.

 

                  Günümüzde artık bu aile yapısının köylerde de dağılmaya başladığı gözlenen bir husustur. Bu tip ailelerde eğer varsa dede, yoksa en yaşlı erkek üyedir ve dede sağ olduğu müddetçe erkek çocuklar evlenseler bile izinsiz ayrılamazlar, birlikte yaşarlar. Aksi halde ayıplanırlar. Gelinler kocalarının annelerine ana, babalarına baba diye hitap ederler. Genel konuşmalarda kaynana ve kaynata derler. Kocanın erkek kardeşine kayın denir. Damat ise eşinin anne ve babasına daha önce nasıl hitap ediyorsa, onu devam ettirir. Genel konuşmada ise kaynana ve kayın baba diye söz eder. Kız çocukları evlenip çoluk çocuğa karışsalar da baba ocağındaki yerlerini korurlar. Babaları ölse de evin en büyük erkeği kimse ona aynı şekilde saygıyı devam ettirirler. Cumhuriyet dönemine kadar, iki evlilik yaygın olmasına rağmen, sonraları git gide yok olmuştur.

 

                    Akraba ve Komşu İlişkileri : Ataerkil aile yapısına  bağlı olarak akrabalık ilişkileri oldukça sıkıdır. Dede, ebe, baba, ana, aga, aba, bılla, yenge, dayı, hala, teyze, amca, görümce akrabalık zincirinin halkalarıdır. Bilhassa köylerinde kan bağı dışında oluşturulan, bazı dostluklar vardır ki bunlar da büyük önem taşır.

a)      Süt Kardeşliği(Emişmek) : Çocuklar anne sütü ile yetiştirilirler. Sütü yetersiz olan anneler, sütü yeterli olan bir anne ile anlaşarak çocuğunu emzirtir. Böylece bu çocukla, süt annesinin çocukları arasında ömür boyu sürecek kardeşlik bağı tesis edilmiş olur.

b)      Kardeşlik: Birbirleriyle iyi anlaşan, sevinç ve üzüntülerini paylaşan insanlar birbirlerini karşılıklı kardeş ilan ederler. Birbirlerine bundan sonra “kardeşlik” diye hitap ederler. Erkeklerin kendi aralarında, kadınların kendi aralarında oluşturduğu ve devamlı yardımlaşmayı gerektiren bu bağ ömür boyu sürer. Farklı köylerden kardeşlik tutma suretiyle oluşturulan bağlar daha güçlüdür.

c)      Yaren : Kadınlar  aynı yılda doğmuş yaşıtlarıyla, daha iyi anlaştıkları için birbirleriyle arkadaş olurlar ve ona “yaren” denir, birbirlerine de “ yarenim” diye hitap ederler.

d)      Irafık (refik) : Kız kaçırmada ,oğlana yardım eden arkadaşına ırafık denilir. Erkekler yaşıtları arasından iyi anlaştığı birini ırafık seçer, bu bağ ve ilişkileri ömür boyu devam eder.

e)      Tertip: Aynı dönem askere gidenlerin oluşturduğu bir arkadaşlık bağıdır.

f) Asker arkadaşı: Askerliğini beraber yapmış erkekler arasında sonraları da devam eden bir dostluk bağıdır. Asker arkadaşları, bulundukları köy ve kasabalara gidilerek ziyaret edilir.

g)      Sağdıç : Damat ve geline evliliklerinde yardımcı olan ayrıca evlilik ve gerdek hakkında sır bilgileri veren kişilere denir. Sağdıç evli kadın veya evli erkekten olur ve yaşları da gelin ve damada nazaran çok az da olsa büyüktür.

Son yıllarda sağdıçlığın, esas fonksiyonundan uzaklaşıp, şekli bir hal almasından dolayı, bekarların da sağdıçlık yaptıkları görülmektedir. Bazı köylerinde çocuklar babalarının sağdıçlarına “gocu buba” diye adlandırmaktadırlar.

 

          Bunlara ek olarak pamuk toplama gibi başka vilayetlere çalışmaya gidenlerin oluşturduğu küçük arkadaş gruplarından söz edilebilir. Bilhassa köylerde göçebe hayat ve çiftçiliğin  sürekli yardımlaşma gerektirmesinden dolayı komşuluk ilişkileri oldukça güçlüdür. Adeta bütün köy birbirinin komşusu gibidir. Yaylak ve kışlaklarda, aynı yurtlara çadır kuran, günlük işlerinde dahi yardımlaşan, yiyeceklerini paylaşan ayrılmaz komşular vardır. Bir çok ev aletleri müşterek kullanılır, acil durumlarda eksiklikleri birbirlerinden tamamlarlar. Komşu evi ikinci bir ev gibi görülmektedir. Günümüzde bu komşuluk ilişkilerinin git gide geçmişe oranla zayıfladığı görülmektedir.

 

            Misafirperverlik en önemli özelliklerinden biridir. Eve dışardan gelenler kim olursa olsun, eski Türk kültür geleneğine bağlı kalarak ve dini motivasyonun da etkisiyle “Tanrı misafiri” kabul edildiği için, günün hangi saatinde olursa olsun tok olduğunu söylese de  mutlaka sofra kurulur, en iyi yiyecekler ikram edilir, en iyi eşyalar kullandırılır, en iyi şekilde hizmet edilir.

 Kaynak:Şükrü Takım

 

  

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 17.01.2013 - Güncelleme: 21.11.2023 13:29 - Görüntülenme: 1951
  Beğen | 2  kişi beğendi